2025 yılında sosyal medya, yapay zeka tarafından üretilen videoların hızla YouTube, TikTok, Instagram ve Facebook gibi platformlarda hakimiyet kurmasıyla derin bir dönüşüm yaşadı. Bu yapay zeka kaynaklı video içeriği patlaması, gerçeklik ile kurgu arasındaki sınırları daha önce hiç olmadığı kadar bulanıklaştırdı ve kullanıcıların çevrimiçi materyallerle etkileşimini ve yorumunu köklü şekilde değiştirdi. Yapay zeka tarafından oluşturulan içerikler çeşitliydi; komik ve soyut sahnelerden, mesela kurgusal tavşanların trambolin üzerinde zıplaması gibi, politik açıdan yüklü propaganda ve ünlülerin oldukça sofistike derin sahtekarlıklarına kadar uzanıyordu. Bu değişimin merkezinde teknolojik gelişmeler bulunuyordu. OpenAI’nin Sora adlı video aracı, Google’ın Veo’su, Meta’nın MovieGen’i, ByteDance’in CapCut’u ve xAI’ın Grok’u gibi öncü teknoloji şirketleri, video üretim teknolojisinin sınırlarını zorladı. Bu araçlar, ChatGPT, Gemini ve Meta AI gibi popüler yapay zeka platformlarına entegre edilerek, uzmanlık gerektirmeden sıradan kullanıcıların sadece birkaç tıkla inanılmaz gerçekçi ve etkileyici videolar üretmesine olanak sağladı. Video üretiminin bu demokratikleşmesi, dünya genelinde sosyal medya akışlarına AI tarafından üretilen büyük bir video akınına neden oldu. Bu büyük hacimdeki yapay zeka içeriği, kullanıcıların algılarını ve etkileşim biçimlerini derinden şekillendirdi. Birçok video açıkça yapay olmasına rağmen, izleyicileri eğlence değeri, duygusal bağ veya provokatif temalar aracılığıyla etkiledi. Görsel açıdan çarpıcı içeriklerin ve algoritma odaklı hedeflemenin birleşimi, reklamcıların AI videolarını etkin şekilde kullanmasını sağladı ve böylece sosyal medya platformları için önemli gelirler kaynağı oldu. Ancak, yapay zeka tarafından üretilen videoların hızla artması çeşitli tartışmalara ve endişelere de yol açtı. Çevreciler, bu büyük hacimde video içeriği üretmek için kullanılan karmaşık yapay zeka modellerinin yüksek enerji tüketimi ve karbon ayak izi konusunda uyarılarda bulundu.

Ayrıca, bu içeriğin oluşturulması ve dağıtımında rol alan algoritmalar, kamu tartışmalarını etkileme, yanlış bilgi yayma ve bölücü propaganda yapma gibi eleştirilerle karşılaştı. Bu durum özellikle eski Başkan Donald Trump’ın videoları veya Fransa gibi ülkelerde dolaşan ayrımcı içerikler gibi siyasi açıdan hassas alanlarda belirgin şekilde kendini gösterdi. Araştırmacılar ve uzmanlar, bu eğilimin toplumsal sonuçları hakkında uyarılarda bulundu. Distorsiyonlu hikâyeleri ya da “alternatif gerçekleri” teşvik eden AI üretimli videoların yaygınlığı, toplumun ortak gerçeklik algısına ciddi tehditler oluşturuyor. Bu tür yaygın yanlış bilgiler, demokratik sistemlerin temel taşı olan doğruluk ve hesap verebilirlik ilkelerini zayıflatıyor. Ayrıca, sosyal medya platformlarının ve teknoloji şirketlerinin zararı önleme ve etik normları koruma konusundaki rolleri, politika yapıcılar ve yurttaşlar arasında önemli bir tartışma konusu haline geldi. Sonuç olarak, 2025 yılında yapay zeka tarafından üretilen video içeriğin patlaması, sosyal medya tarihinin dönüm noktalarından biri oldu. Bu teknoloji, yaratıcı fırsatları genişletirken milyonlarca kişiyi eğlendirdi, aynı zamanda çevresel etkiler, yanlış bilgilerin yayılması ve toplumsal güven gibi önemli sorunları da gündeme getirdi. Bu karmaşık meselelerle başa çıkmak için teknolojiyi geliştirenler, platform operatörleri, düzenleyiciler ve kullanıcıların işbirliği içinde hareket etmesi, yenilik ile bütünlük ve sürdürülebilirlik arasında denge kurmasını gerektiriyor. Yapay zeka ilerlemeye devam ettikçe, medya, politika ve kültür üzerindeki etkileriyle ilgili tartışmalar giderek daha da acil ve önemli hale geliyor.