2011 yılında Marc Andreessen'in “yazılım dünyayı yiyiyor” şeklindeki iddiası özellikle pazarlama alanında kendini göstermiştir; bu durum son zamanlarda Cannes Lions festivalinde de net bir şekilde ortaya çıktı. Amazon, Google, Meta, Microsoft, Netflix, Pinterest, Reddit, Spotify ve Salesforce gibi teknoloji devleri geleneksel reklam ajanslarını geride bırakmıştır. Bu devralma, sadece bir değişimi değil, aynı zamanda geleneksel pazarlamanın ölümü anlamına geliyor ve yerini her kuralı yeniden şekillendiren yapay zeka odaklı bir paradigmaya bırakıyor. IDC, 2028'e kadar yapay zekanın pazarlama fonksiyonlarının %60'ını yöneteceğini öngörüyor ve 2029 itibarıyla şirketlerin, geleneksel arama motorlarına kıyasla yapay zeka sistemleri için optimize etmeye üç kat daha fazla harcama yapacağını tahmin ediyor. Bu, markaların müşterilerle etkileşim biçiminde köklü bir dönüşümün habercisidir. İki on yıldır dijital pazarlama, Google sıralamaları ve anahtar kelimelere odaklanan arama motoru optimizasyonu (SEO) stratejilerine milyarlarca dolar yatırıyordu. Ancak, arama artık tarayıcıdan yapay zeka platformlarına kayıyor. Apple’ın Safari’de Perplexity gibi yapay zeka destekli araçların entegrasyonu, Google’ın hakimiyetinin azaldığını gösteriyor. Andreessen Horowitz’e göre, artık “üretici motor optimizasyonu” (GEO)—tıklanabilir linkler yerine yapay zeka tarafından sağlanan cevaplara odaklanmak— ortaya çıkıyor. Markalar, sentezlenmiş ve bağlama duyarlı cevaplarda yer almak için yapay zeka modellerine kodlanmak zorunda; geleneksel SEO taktikleri ise modası geçiyor. Vercel CEO’su Guillermo Rauch, ChatGPT’nin şu an şirketlerinin yeni müşterilerinin %10’unu, yapay zeka yanıtlarında söz edilerek kazandığını açıkladı. Başarı, sayfa görüntülemeleriyle değil, yapay zekanın bir markayı ne sıklıkla referans gösterdiğiyle ölçülüyor. Brandrank. ai, Peec. ai ve Quni. ai gibi yeni araçlar, yapay zeka bahsini izliyor ve optimize ediyor. Bir sonraki sınır, yapay zeka- yapay zeka ticareti olup, bağımsız yapay zeka ajanlarının tüketiciler ve işletmeler adına hareket ettiği alan olacaktır. Google, Microsoft, Salesforce, Anthropic, OpenAI, xAI ve Glean, Sierra ve Writer gibi yeni girişimler, en az insan müdahalesiyle kararlar alan, işlem yapan ve etkileşimde bulunan ajanlar geliştiriyor. PwC’nin anketine göre, şirketlerin %35’i geniş çapta yapay zeka ajanlarını kullanıyor; %17’si ise neredeyse tüm iş akışlarına entegre ediyor. Bu, bir deneme değil, operasyonel hale geliyor. Müşteri yolculukları, kişisel yapay zeka asistanlarının bağımsız araştırma yapması, müzakere etmesi ve ürün satın almasıyla dönüşecek; şirketlerin yapay zeka ajanları ise sorguları yönetip, teklifleri kapatacak. İşlemler tamamen yapay zeka sistemleri arasında gerçekleşebilir; bu da, etkinin insanlara değil, algoritmalara yönelik olmasına neden olur.

IDC, pazarlamacıların artık doğrudan tüketicilere değil, yapay zeka sistemlerine pazarlama yapması gerektiğine vurgu yapıyor. Bu geçiş hızlı; eskiden on yıllar alan değişimler artık aylara sığdırılıyor ve uyum sağlayamayan şirketler görünmez olma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Yapay zeka ajanları, pazarlama, satış ve müşteri hizmetleri arasındaki sınırları da bulanıklaştırıyor. Tüm etkileşimler sürekli sohbetlere dönüşerek, yapay zeka ürün bilgisi, fiyatlandırma, destek gibi konuları tek bir işlemde yönetiyor. Bu entegre yapı, müşteri deneyimini artırıyor, verimliliği yükseltiyor ve memnuniyeti artırsa da, organizasyonlarda değişiklik gerektiriyor. Şirketler, silo yapılarını kaldırıp, müşteri verilerini birleştirip, tutarlı mesajlar iletmek zorunda kalıyor. Erken benimseyenler, geleneksel departmanlar yerine bütünleşik yapay zeka platformları etrafında yeniden yapılandırma yapıyor. İstihdam da derinden etkileniyor. 2024 anketi, pazarlamacıların %78’inin önümüzdeki üç yıl içinde görevlerin %25’inden fazlasının otomatikleştirileceğini öngördüğünü ve üçte birinin ise çalışmalarının yarısından fazlasının yapay zeka tarafından yapılmasını beklediğini gösteriyor. Meta, Google, Amazon ve Microsoft gibi şirketler, minimum insan müdahalesiyle tamamen otomatik reklam kampanyalarına yöneliyor. Rutin işler azalırken, insan rolleri strateji, yaratıcılık, etik ve hibrit insan- yapay zeka ekiplerinin yönetimi gibi alanlara kayıyor. Geleceğin pazarlama liderleri, yaratıcı yönetim, teknoloji bilgisi ve veri bilimini harmanlayan, yapay zeka sistemlerini yöneten teknolojik ve yaratıcı uzmanlar olacak. Bu yapay zeka egemenliğindeki ortamda, marka gücü ve birincil taraf verileri kritik varlıklar haline geliyor. Güvenilir markalar, yapay zeka sistemlerinin büyük veriyle eğitildiği ortamda, tanınan isimlere öncelik veriyor. Birincil taraf müşteri verileri, şirketlerin gelişmiş yapay zeka ajanları geliştirmesine imkan tanıyarak, yüksek derecede kişiselleştirilmiş deneyimler sunuyor; artan gizlilik endişeleri ve üçüncü taraf çerezlerinin ortadan kalkmasıyla birlikte, bu durum önemli bir rekabet avantajı sağlıyor. Yapay zeka yetenekleri üssel olarak ilerliyor; performansları her altı ayda bir iki katına çıkıyor. Muazzam bilişim gücü, büyük veri setleri ve gelişmiş algoritmalar sayesinde şirketler bu gelişmelerden geri kalırsa, kalıcı bir dezavantajı kaçırmış olurlar. Stratejik olarak, üç paralel girişim yürütmek gerekiyor: yapay zeka araçları ve ajanlarıyla deneyler yapmak, ekipleri hibrit insan-yapay zeka iş birliği için yeniden eğitmek ve tüm sistemleri müşteri verileriyle bütünleşmiş, sorunsuz deneyimler tasarlayacak şekilde yeniden inşa etmek. Başarının anahtarı, sadece teknolojiyi benimsemek değil, aynı zamanda yapay zeka aracılığıyla müşteri ilişkilerini yeniden hayal etmek, yapay zeka ajanlarının anlamlı bir değer katmasını, güveni korumasını ve insan bağlantısını tamamlamasını sağlamaktır. Sonuç olarak, milyarlarca insan, trilyonlarca yapay zeka ajanıyla etkileşime geçecek ve müşteri ilişkilerini kalıcı şekilde dönüştürecektir. Temel soru, şirketlerin bu dönüşümde öncü mü olacağı yoksa geride mi kalacağıdır; çünkü yapay zeka, pazarlama kurallarının yeniden yazılmasını sağlıyor ve kazananlar, bu yeni oyun kitabını kaleme alacak olanlar olacaktır.