2023'te Eurocontrol'un verileri, uçuşların neredeyse %30'unun 15 dakikadan fazla geciktiğini gösterdi. Bu durum, özellikle yoğun tatil sezonlarında kalabalık havaalanları ve uzun kuyruklar nedeniyle yaygın bir sorun olmaya devam ediyor. Ancak, yapay zeka, seyahat sektörünün bu zorlukları yönetmesinde önemli bir rol oynuyor. IntellAct CEO'su Udi Segall'e göre, yapay zeka sadece teknolojiden ibaret değil; insanlar üzerindeki etkisi, ailelere yardımcı olması ve gecikmeleri azaltması esas unsurlar. Yapay zeka hava yolculuğunu beş önemli şekilde geliştiriyor: 1. **Gecikmeleri Teşhis Etme ve Uçuşları Zamanında Tutma**: Yapay zeka, yavaş biniş veya bagaj sorunları gibi gecikmeleri tanımlayarak gerçek zamanlı çözümler sunar. 2.

**Kesintileri Tırmanmadan Önlememe**: Yapay zeka, veri analizi kullanarak potansiyel kesintileri tahmin eder, personelin müşteri memnuniyetsizliğini en aza indiren ve maliyetleri düşüren bilinçli kararlar almasına olanak tanır. 3. **Operasyonel Verimlilik ve Sürdürülebilirliği Arttırma**: Yapay zeka, hava yollarının kaynakları optimize ederek boşta kalma sürelerini ve yakıt tüketimini azaltmasına yardımcı olur, 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu gibi sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunur. 4. **Daha Güvenli Havaalanları Yaratma**: Yapay zeka, operasyonlar sırasında hatalı yüklenmiş bagaj veya izinsiz giriş gibi gerçek zamanlı sorunları tespit ederek güvenliği artırır. 5. **Yolcu Deneyimini Dönüştürme**: Yapay zeka, seyahat deneyimini stres ve bekleme sürelerini azaltarak daha pürüzsüz ve keyifli hale getirir. Yapay zekanın havacılığa entegrasyonu, operasyonel verimliliği artırmanın yanında, uçuş kesintilerini azaltarak ve yolcu zamanını en iyi şekilde değerlendirerek ekonomik büyümeye katkıda bulunur. Bu teknoloji, hava yolculuğunu dönüştürme potansiyeli taşıyarak, yolcu konforundan veya çevresel hedeflerden ödün vermeden kârlılığı sürdürmeyi sağlar.