Ocak ayında Amerika Birleşik Devletleri Telif Hakkı Ofisi tarafından yayımlanan bir rapora göre, yeterli düzeyde insan yaratıcılığı sergileyen AI tarafından üretilen sanat eserleri telif hakkı korumasına uygun olabilir. Telif hakları kaydının ve ajansın direktörü Shira Perlmutter, bir basın bülteninde, “Bu [insan] yaratıcılığı, AI sistemlerinin kullanımı aracılığıyla ifade edildiğinde, korumaya devam etmektedir, ” diye belirtti. Rapor, 10. 000 kamu yorumu ve uzmanlarla paydaşların görüşlerini toplayan bir araştırmanın bulgularını özetlemektedir. İnsanların "ifade unsurlarını belirleme" yetkisinin bulunduğu AI destekli eserlerin tam veya kısmi olarak telif hakkına tabi olabileceği sonucuna varmaktadır. Bu araştırmaya, Yazarlar Derneği, Adobe, Tıbbi İllüstratörler Derneği ve Amerika Profesyonel Fotoğrafçılar Derneği gibi kuruluşlar katkıda bulunmuştur. Geçen haftaki rapor, *Telif Hakkı ve Yapay Zeka Bölüm 2: Telif Hakları Uygunluğu* başlığını taşımakta olup, ABD Telif Hakkı Ofisi’nin AI ve telif hakları üzerine yaptığı üç bölümlük araştırmanın ikinci kısmıdır. Ajans, “ifade unsurlarının” AI tarafından üretilen içerikte bir insanın değişiklik yapması durumunda veya “insan yapımı eserlerin AI çıktısında belirgin olduğu durumlarda” ortaya çıkabileceğini belirtmektedir. Ancak rapor, yalnızca AI tarafından üretilen sonuçları elde etmek amacıyla komutlar girmenin yetersiz olduğunu netleştirmektedir. İnsan katkılarının yazar olarak kabul edilebilir olup olmadığının durumdan duruma değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Colorado merkezli sanatçı Jason M.

Allen, 2022'de Midjourney kullanarak oluşturduğu “Théâtre d’Opéra Spatial” eseri için telif hakkı kaydını reddedildi. Tamamen insan yapımı eserler üzerinde yerel bir yarışmayı kazanmasına rağmen, ABD Telif Hakkı Ofisi eserin Allen’a değil Midjourney'e atfedilmesi yönünde karar vermiştir. Allen, telif hakkı başvurusunun reddine karşı şu anda itiraz etmektedir ve Midjourney'de kullandığı 624 komutun "minimum zihinsel çaba"dan daha fazlasını gerektirdiğini savunmaktadır. Hyperallergic’e bir açıklamada bulunan Allen’ın avukatı Tamara Pester Schklar, bu yeni kılavuzluğun Allen’ın telif hakkı çabalarını güçlendireceğine dair umutlu olduğunu belirtti. Raporun “AI bir araç olarak kullanıldığında ve bir insanın içerdikleri ifade unsurlarını belirleyebildiği durumlarda eserlerin telif hakkına tabi olabileceği” yönündeki ifadesinin, Telif Hakkı Ofisi’nin daha önceki reddini yeniden değerlendirmesine veya Allen’ın mahkeme davasında yardımcı olmasına yol açacağını umuyor. Telif hakkı ofisi, raporun mevcut telif hakkı yasalarının teknolojinin ilerlemesi için yeterli olduğunu gösterdiğini belirten bir basın bülteni yayımladı. Columbia Üniversitesi'nde Kernochan Hukuk, Medya ve Sanatlar Merkezi’nin yürütücü direktörü ve Amerikan Barolar Birliği Telif Hakkı Departmanı başkanı Philippa Loengard, Hyperallergic’e bu raporun önceki telif hakkı kılavuzlarından “daha ayrıntılı ve incelikli bir analiz” sunduğunu, ancak sonuçlarının “özellikle yeni” olmadığını belirtti. Raporun, teknolojide ve hukukta değişim potansiyeline dikkat çektiğini vurguladı ve telif hakkı ofisinin buna göre uyum sağlamaya hazır olduğunu ifade etti. Raporun son kısmı, telif hakkı ile korunan materyaller üzerinde AI modellerinin eğitilmesini araştıracak; bu da sanatçılar arasında önemli bir tepki doğurmuş ve geçen Ekim ayında sunulan bir dilekçede bu durum "bu eserlerin arkasındaki insanların yaşam kaynaklarına yönelik haksız bir tehdit" olarak nitelendirilmiştir.