Google DeepMind’in İngiltere ofislerinde yaklaşık 300 çalışan, Sendikalar ve İletişim İşçileri Sendikası (CWU) aracılığıyla sendikalaşma çabası içinde olup, şirketin askeri sözleşmelere katılımına ve İsrail hükümeti ile bağlantılarına güçlü bir biçimde karşı çıkmaktadır. Bu son sendikalaşma girişimi, çalışanlar arasında artan huzursuzluğu yansıtmaktadır ve büyük ölçüde Google’ın Şubat 2025’te, silahlar ve gözetim araçları gibi zararlı olabilecek yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesine karşı etik duruşunu terk etme kararını takiben ortaya çıkmıştır. Endişeleri, Google’ın, Amazon ile ortaklaşa yürüttüğü 1, 2 milyar dolarlık Project Nimbus adlı büyük sözleşme aracılığıyla İsrail Savunma Bakanlığı’na yapay zeka ve bulut bilişim hizmetleri sağladının ortaya çıkmasıyla derinleşmiştir. Çalışanlar, gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin, özellikle şu an devam eden İsrail-Gazze çatışmasında askeri operasyonları desteklemek amacıyla kullanılmasından korkmakta ve yapay zekanın askeri hedefleri belirlemedeki potansiyel rolü konusunda etik endişeler taşımaktadır. Bu durum, yapay zekanın savaş ve sivil kayıplarda rolü üzerine ciddi etik soruları gündeme getirirken, sendika girişimi de güç kazanmıştır ve bazı çalışanlar protesto amacıyla istifa etmektedir. Organizatörler, yönetimin askeri ortaklıkları kesmesini sağlamaya yönelik resmi sendika tanımını elde etmek istiyor ve bunu, Google’ın faaliyetlerini etik yapay zeka ilkeleriyle yeniden hizalamak ve şiddet veya gözetim suistimallerine ortaklığı azaltmak için hayati görüyorlar. Yönetim, sendikayı tanımayı veya müzakere etmeyi reddederse, çalışanların grevlere gitmeleri söz konusu olabileceğini belirtmişlerdir. Bu olasılık, şirket içinde artan gerilimleri ve teknoloji çalışanlarının etik ve sosyal sorumluluk konularında kurumsal kararları sorgulamaya daha da istekli hale geldiğini yansıtmaktadır.

Google, sorumlu yapay zeka geliştirme taahhüdünü yineleyerek bir açıklama yaptı, ancak 2018’deki sözünden bu yana yapay zeka alanında büyük değişiklikler olduğunu ve politika uyarlamalarının teknolojik ve küresel gerçekliklere göre güncellenmesi gerektiğini kabul etti. Google DeepMind’deki bu sendikalaşma hareketi, teknoloji sektöründe artan bir eğilimi temsil etmektedir; çalışanlar giderek daha sık, yapay zeka etiği ve ticarileştirilmesi konularında işverenleri sorgulamak ve etkilemek amacıyla örgütlenmektedir. Yapay zeka ekonomik gücünü artırırken, şirketler etik standartları koruma ve artan gelir talepleri arasındaki dengeyi gözetmek zorunda kalmaktadır. Bu hareket, yapay zeka geliştirmesini daha bilinçli ve toplumsal sorumluluk sahibi hedeflere yönlendirmeyi amaçlayan teknoloji işçileri arasında artan farkındalığı göstermektedir. Google DeepMind’deki durum, inovasyon, ticari çıkarlar ve ürünlerin etik sonuçları arasında denge kurmaya çalışan küresel teknoloji şirketlerinin karşılaştığı karmaşık sorunları özetlemektedir. Yapay zeka toplumları şekillendirmeye devam ettikçe, bu sistemleri yaratan ve yönetenlerin sesleri; teknolojinin yönetimi ve hesap verebilirliğinin geleceğini belirlemede önemli bir rol oynamaktadır. Bu sendikalaşma girişiminin sonucu, benzer ikilemlerle karşılaşan diğer teknoloji şirketleri için de önemli bir örnek teşkil edebilir ve etik kaygıların, dijital çağda çalışma ilişkilerinde merkezi hale geldiğine işaret edebilir.