Deloitte’in piyasa gözlemlerine göre, 2016 yılı, EMEA genelinde kuruluşların blokzinciri teknolojisi heyecanı aşamasından prototip aşamasına geçiş yaptığı ve şu anki planlarını ve durumlarını daha net anlamaya çalıştıkları yıl olmuştur. Uzmanlar, finansal hizmetler sektörünün şirket düzeyinde ilk blokzinciri kanıtlarının (PoC) geliştirilip piyasaya sürüleceğine inanmaktadır ve bankaların buna göre yanıt vermesi gerekmektedir. Ancak, görüşülen finansal kurumların çoğu, bu ortaya çıkan zorlukla yüzleşmeye hazırlıklı görünmemektedir. Sorumluluk eksikliği, kuruluşların yeniliği benimsemelerini engelleyen başlıca engel olarak görülmekte ve son Deloitte anketinde katılanların %46’sı da bu durumu doğrulamaktadır. Blokzinciri teknolojisinin önümüzdeki beş yıl içinde bir sonraki büyük teknolojik dönüşüm olma potansiyeli bulunmakla birlikte, finansal kurumlar içindeki yenilikçilik yavaş ilerlemektedir; örneğin, şu anda çok az bankanın özel blokzinciri laboratuvarı bulunmaktadır.

Gelecekte başarılı olmak için bankacılık iş modellerini yeniden düşünmek adına derin bir kültürel dönüşüm gerekmektedir. Bu nedenle, bankaların piyasanın gerisinde kalmamak için yeterli odak ve kaynak ayırması şarttır; ancak, bu girişimler uygulamaya konduktan sonra, öncelik sadece yeni arayışlar yapmak değil, gerçek faydaları görebilmek olmalıdır. Bankalar hangi alanları en umut verici olarak görmektedir? Daha fazla bilgi edinmek için bugün beyaz kağıdı indirin: