Devrim niteliğinde blok zinciri teknolojisi, Norveç Deniz Ürünleri Konseyi'nin (NSC) araştırmasına göre, üreticilere tüketici güvenini artırma konusunda önemli bir fırsat sunuyor. NSC'nin bulguları, tüketicilerin %89'una kadarının deniz ürünlerinin nasıl üretildiği hakkında daha detaylı bilgi aradığını gösteriyor. Artan şeffaflık talebi, üreticileri güven inşa etmek ve deniz ürünleri tedarik zincirinin daha net anlaşılmasını sağlamak amacıyla yenilikçi blok zinciri teknolojisini benimsemeye yönlendiriyor. Merkezi olmayan blok zinciri teknolojisi, hayati bilgilerin paylaşımını mümkün kılarak, deniz ürünleri üreticilerinin ürünlerin kaynağı ve yolculuğu hakkında iletişim kurma şeklini dönüştürüyor — denizden mağazaya kadar. Bu yeni izlenebilirlik seviyesi, tüketicilere aşağıdaki konularda doğru ve güvenilir verilere erişim imkânı sağlar: - Deniz ürünlerinin kaynağı - Sürdürülebilirlik ve diğer düzenlemelere uyum - Tedarik zinciri içindeki hareket ve yönetim - Değer zincirinin her aşamasında şeffaflık Gıda üretiminde tüketici güveni hayati önemdedir ve küresel girişimler, deniz ürünleri endüstrisi genelinde görünürlüğü artırmaya odaklanmıştır. Bir örnek olarak, FAIRR Deniz Ürünleri İzlenebilirlik Katılımı, toplam değeri 6, 5 trilyon dolar olan yatırımcı koalisyonu, büyük deniz ürünleri sağlayıcılarıyla yapıcı bir şekilde çalışarak, her aşamada tam şeffaflığı garanti altına almayı amaçlamaktadır. IBM Food Trust ve Provenance gibi büyük kuruluşlar, küresel deniz ürünleri piyasalarında yaygın şekilde benimsenen gelişmekte olan blok zinciri çözümleri sunmaktadır.

Bu şirketler, tedarik zinciri boyunca izlenebilirliği teşvik eden kapsamlı blok zinciri tabanlı platformlar geliştirdi; sürdürülebilir uygulamaları vurgulayarak, tüketicilerin bilinçli deniz ürünleri alışverişi yapması için temel bilgileri sağlamaktadır. Blok zinciri platformları, deniz ürünlerinin yaşam döngüsünün kalıcı dijital kaydını oluşturur. Sadece kaynağı izlemekle kalmayıp, bu ortak endüstri çabası, yumurta kalitesi, suyun oksijen seviyeleri ve sıcaklığı, beslenme desenleri ve balık sağlığı gibi erişilebilir verilere başlar ve ürünün yolculuğu ve teslimatına kadar devam eder. Tüm tedarik zincirinin görünür hale getirilmesi sayesinde, üreticiler deniz ürünlerinin kalitesini tüketicilere daha iyi anlatabilir ve doğrulanmış sürdürülebilir uygulamalarla güvence sağlayarak tüketici güvenini güçlendirebilirler. Blok zincirini geleneksel izleme ve bilgi sistemlerinden ayıran en önemli özellikler; yalnızca güvenlik değil, aynı zamanda standartlaştırılmış veri depolamasıdır. Blok zinciri bilgileri zaman damgası ile kaydedilebilir, şifrelenebilir ve kronolojik sırayla erişilebilir; bu da, deniz ürünlerinin yaşam döngüsünün, farklı üreticiler, ortaklar veya dağıtıcılar arasında kapsamlı bir biçimde değerlendirilmesini sağlar. Güven ve şeffaflığa olan artan talep, NSC’nin en son yıllık trendler raporu olan "Mega Trendler Dünyasında Navigasyon"da önemli bir tema olarak ele alınmış olup, bu rapor teknolojik, politik, ekonomik, çevresel, demografik ve sosyal değişikliklerin, önümüzdeki yıllarda deniz ürünleri tüketimini nasıl etkileyeceğine odaklanmaktadır. NSC’nin Küresel Tüketici Davranışları Analisti Lars Moksness şunları söylüyor: “Araştırmamız, bir markanın itibarının dayanıklılığının temel olarak güvene bağlı olduğunu ve bunun da otantiklik algısıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Artan şeffaflık talebi, deniz ürünleri endüstrisinin sunduğu birçok etkileyici anlatıdan yararlanarak, tüketicilere özgün ve ilgi çekici hikâyeler paylaşmak için büyük bir fırsat sunuyor. ”