Paul Brody, EY’nin küresel blokzincir lideri ve 2023 yılı kitabı *Ethereum for Business*'un ortak yazarı, Blockchain’in ödemeler, para transferleri, bankacılık ve kurumsal finans üzerindeki etkisini Global Finance ile konuşuyor. Günümüzde, çoğunlukla ABD dolarına bağlı sabit coinler, bitcoin’den çok blockchain işlemlerini domine ediyor. Örneğin, geçen ay Ethereum blockchain’i üzerinden 2 trilyon dolar tutarında sabit coin ödemesi gerçekleştirildi; bu işlemlerin %99’undan fazlası ABD dolarına bağlıydı. Sabit coinler, yüksek enflasyonun yaşandığı gelişmekte olan piyasalarda özellikle popüler ve geleneksel sistemlere kıyasla daha hızlı ve daha ucuz sınır ötesi para transferleri için yaygın şekilde kullanılıyor; çünkü geleneksel sistemlerde işlemler günler sürüyor ve maliyetler çok yüksek. ABD merkez bankası dijital para birimi (CBDC) konusuna gelince, Brody gerçek ihtiyacın uygun varlık teminatlı, iyi düzenlenmiş sabit coinler olduğunu savunuyor. Merkez bankalarının CBDC’lerin amacı konusunda belirsizlik yaşadıklarını ve bazen Facebook’un dijital para planları gibi girişimlerin etkisinde kaldıklarını belirtiyor. Kurumsal CFO’lar ve mali işler sorumluları açısından blockchain, stratejik soruları beraberinde getiriyor: Kripto sistemlerle bağlantılılar mı?Sabit coin ödemelerini kabul edebilirler mi?Bitcoin, hazinelerine eklenmeli mi?Akıllı sözleşmeler, tedarik ve operasyonları otomatikleştirebilir mi?

Şu anda, çoğu şirket sabit coin ödemelerini kabul edemiyor. Sabit coin sağlayıcıları, işlem ücretleri ve tutulan varlıklardan (yüzde) faiz kazançlarından kar ediyor, ancak rekabet nedeniyle ücretler düşük ve kârlar faiz oranlarına göre değişiyor. Bankaların rolü evrim geçirecek: Kredi kartı işlemleri ve işlem ücretlerine bağımlı olanlar, neredeyse ücretsiz sabit coin transferleri karşısında zorlanacak; oysa bölgesel bankalar, özellikle kurumsal finans alanında faaliyet gösteriyorlarsa, daha az etkilenebilirler. BNY Mellon ve JPMorgan gibi büyük saklama bankaları, varlıkları tokenlaştırarak tehditler ve fırsatlarla karşı karşıya kalabilir. Bu sayede dijital varlık yönetimi hizmetlerini genişletme potansiyeline sahipler. Brody, halka açık blockchain’lerde gizlilik eksikliğinin, akıllı sözleşmelerin kurumsal benimsenmesini kısıtladığını vurguluyor. Oysa, akıllı sözleşmeler tüm varlık türleri için sözleşmeleri dijitalleştirme ve otomatikleştirme potansiyeline sahip olsa da, özel blokzincirler, katılımcıların taraflar arasındaki işlem ve bilgileri görebilmesi nedeniyle gerçek gizlilik sağlamada başarısız oldular. Tüm bankaların, kriptoyu hisse senetleri ve tahvillerle entegre eden ve Ethereum adreslerine transferler gibi yeni ve gelişmiş ödeme seçenekleri sunan Dağıtılmış Defter Teknolojisi (DLT) hizmetleri sunması bekleniyor. Sabit coinler, blokzincirin şu anki “öldürme uygulaması”dır ve kitlesel benimsemeyi sağlar. Yakın gelecekte, getirili seçeneklerin ortaya çıkmasıyla, bu pazar yüksek rekabet ile karşılaşacak. Brody, blokzincirin sadece niş bir yenilik değil, aynı zamanda para, sözleşmeler ve malları entegre eden birleşik dijital sistemler yoluyla küresel finans ve ticareti dönüştüreceğini vurguluyor. Bu entegrasyon, maliyetli mutabakatları büyük ölçüde azaltacak; örneğin, şu anda bir faturayı ödemek ortalama 100 dolar tutuyor, çünkü siparişler, sözleşmeler ve faturalar ayrı ayrı doğrulanıyor. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde, blockchain tabanlı süreçler tüm bu işlemleri sorunsuz ve görünmeden yöneterek, dünya çapında işletmeler arası operasyonların temel “tesisatı” haline gelecek.