The Business Research Company’ye göre, blockchain pazarının değeri 2024 yılında 28, 93 milyar dolar olup, 2025’te 49, 18 milyar dolara ulaşması öngörülerek güçlü bir büyüme sinyali vermektedir. Bu genişlemenin bir kısmı kripto para sektörünün başarısından kaynaklansa da, daha geniş blockchain endüstrisi kriptoyla bağımsız şekilde faaliyet göstermektedir. Bu nedenle, bu Mayıs ayında dikkatler blockchain’in çeşitli kullanım alanlarına ve gelecekteki yol haritasına odaklanmıştır. Sektör uzmanları, blockchain’in büyümesinin AI gelişmeleriyle birlikte sessizce devam ettiğini belirtiyor ancak beş yıl içinde blokzincirin göz önünde olup olmayacağı veya önde gelen fintech trendlerinden biri olarak yeniden ortaya çıkıp çıkmayacağı konusunda soru işaretleri taşıyorlar. EY’nin küresel blockchain lideri Paul Brody, finansal hizmetlerin özellikle dönüşüm için hazır durumda olduğunu vurguluyor. Blockchain’in sunduğu düşük maliyetler ve daha hızlı işlemler, ödemelerin zincir üstüne taşınmasını sağlayarak yeni finansal varlıklar ve bankacılık hizmetlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Tokenizasyon, insanlar için uluslararası gayrimenkulden startup’lara kadar geniş çapta yatırım yapma olanağı sunacak olsa da, düzenleyici engellerin aşılması gerekecek. Sonuç olarak, finansal hizmetler çok daha düşük maliyetlerle geliştirilip sunulabilecek; operasyonel maliyetlerin azalması, tüketicilere yansıyan ücretlerin düşmesine neden olacak. Finans dışında, Brody blockchain’in tedarik sözleşmelerinin yönetimi, envanter takibi ve hammadde kaynaklarının doğrulanması gibi endüstriyel uygulamalarına da iyimser yaklaşıyor. Gizlilik araçlarının sınırlamaları nedeniyle benimseme yavaş olsa da, bu yıl ölçeklenebilir blockchain gizlilik ağlarının ortaya çıkması ve maliyetlerin düşmesi, işletmeler arasında kademeli olarak daha fazla kullanımın teşvik edileceğini öngörüyor. Connecting Software CEO’su Thomas Berndorfer, artan dijital sahteciliğin önüne geçmek amacıyla blockchain’in yakında “dijital mühür” olarak rol oynayacağını vurguluyor.

Dijital sahtecilik 2023 ile 2024 arasında %244 artarken, blockchain tabanlı doğrulama araçlarının önümüzdeki beş yıl içinde finansal şirketler arasında vazgeçilmez hale gelmesi bekleniyor. Bu çözümler, değiştirilemez zaman damgalarıyla bağlantılı uzun hash’ler içeren, belgelerin durumuna göre hatasız çalışan dijital mühürler üretir. Bir düzenleme yapılmadıkça, bu mühürler blokzincire kaydedilir ve geleneksel uyumluluğu sağlar. Blockchain’in merkezsiz yapısı, mühürlendikten ve doğrulandıktan sonra belgelerin teknolojik olarak ulaşılabilecek en yüksek doğruluk standardını temsil etmesini garanti eder. Pi Squared CEO’su Grigore Roșu, geleneksel blokzincirlerin, faaliyetleri tam anlamıyla sıralamaktan ziyade doğrulayan modüler ve ölçeklenebilir mimarilere evrilmedikleri takdirde, modasının geçeceğini savunuyor. Linera gibi sistemler, esnek uzlaşma çerçeveleriyle post-blokzincir geleceklerinin örnekleri olarak gösteriliyor. Piyasa eğilimleri, bu hafif ve post-blokzincir tasarımlarını benimseyen protokollerin altyapıyı yöneteceğini, eski zincirlerin ise dışlanma riski taşıdığını gösteriyor. Backed Finance pazarlama başkanı David Henderson’a göre, blockchain özellikle şeffaflık talebi yüksek piyasalarda üstün olacak. Merkezi olmayan ve doğası gereği şeffaf altyapısı, halihazırda küresel ticaret uyuşmazlıklarında etkili olmaya başlamış durumda. Önümüzdeki beş yıl içinde, blockchain daha derin entegrasyonlar aracılığıyla malların ticareti, sürdürülebilirlik girişimleri ve tüketici uygulamaları gibi temel hizmetlerle bütünleşecek. Genel olarak, gerçek varlıklar blockchain teknolojisiyle dijital dönüşüme uğruyor ve böylece finansal ve endüstriyel sektörler verimlilik, güvenlik ve şeffaflık açısından avantajlar elde ediyor.